* * HeZeYaN * *
Koşarak çıktığın bu dik yokuş
Sırtında taşıyamadığın bunca yük
Ağaca tünemiş felaket tellalı baykuş
Bilirim derdin dünyalar kadar büyük
Yok aslında görünürde bir fark
Dün, dünü sakın aratmasın
Bu insan öğüten bitimsiz çark
Seni de dişlilerine katmasın
Üstüne bağıra bağıra gelse de
Yamaçtan kopup gelen çığ misali
Etlerini lime-lime dilse de
Kendinden habersiz yığınla ahali
Asla eğilmeyecek dik duracaksın
Bakmayacaksın dönüp geriye
Koşarken toz bulutu savuracaksın
Adımların hep ileriye, hep ileriye
Boş ver, kervan hedefine yürür
Boş hayallerle kendini avutma
Zaman ne varsa siler süpürür
Denge; altın kelime unutma
Bu yerde yalnız olmadığını düşün
Girift bilmece, ben-ben içinde saklı
Ağlarken dudağında zoraki gülüşün
Sorgusu tuhaf; kim haksız- kim haklı?
Çatlatırcasına, nallar kıvılcım fışkırtmakta
Mahşerin son atlısının koşusunu düşün
Dört nala sesler duyanı kışkırtmakta
Düşün ki, sonuna gelmişsin düşün
Yavaş yavaş o tül gibi örtüsüyle
Kızıllık sararken ufku perde-perde
Benliğin içgüdüsel dürtüsüyle
Arayı-dur, arayı-dur, yitiğin nerde?
Kenan Mim Eryiğit